Alaeddin Keykubat dönemi (1220-1237) sırasında, surlar dışında, sultana ait bir gül bahçesi Mevlâna'nın babası Sultanü’l-Ulema Bahaeddin Muhammed'e bağışlanmış ve 1231'de burada toprağa verilmesiyle bu bölge üzerinde çeşitli yapılaşmalar başlamıştır. 1926 yılından bu yana müze olarak hizmet veren Dergâh, semahane, mescid, matbah-ı şerif, meydan-ı şerif, derviş hücreleri, avlu ve haziredeki yapılarıyla büyük bir külliye oluşturmuştur. Burada, Mevlâna ve Mevlevîlik ile ilgili eserler, el yazması kitaplar, levhalar, kandiller ve müzik aletleri sergilenmektedir.
Mevlâna Müzesi, 1926 yılından bu yana müze olarak hizmet veren, Mevlâna ve Mevlevîlik kültürüne ait eserlerin, el yazması kitapların, levhaların, kandillerin ve müzik aletlerinin sergilendiği, semahane, mescid, matbah-ı şerif ve derviş hücreleriyle büyük bir külliye oluşturan, Konya’nın manevi ve kültürel hazinesi.